Yüzde 25 zam sınırı kiracı-ev sahibi
anlaşmazlıklarında patlamaya yol açmıştı. Peki sınır kalktığında ne olacak?
Uzmanlar kararı olumlu bulsa da ek önlemler şart diyor.
Yüzde 25 zam sınırı kiracı-ev sahibi
anlaşmazlıklarında patlamaya yol açmıştı. Peki sınır kalktığında ne olacak?
Uzmanlar kararı olumlu bulsa da ek önlemler şart diyor.Türkiye'de 15 Haziran
2022'den beri devrede olan kirada yüzde 25 zam sınırı uygulamasında sona
yaklaşılıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün yaptığı açıklamada,
"Kirada yüzde 25 zam sınırının devam etmesi için bir sebep görmüyorum, çok
büyük ihtimalle devam etmez" dedi. Uygulamayla ilgili yeni bir karar
alınmaması halinde zam sınırlaması 1 Temmuz'da sona erecek. Türkiye
ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle konut kiralarında olağandışı
yükselişler yaşanmış, bunun üzerine Haziran 2022'de Borçlar Kanunu'na eklenen
geçici madde ile kira artışına yasal bir sınır getirilmişti. 1 Temmuz 2023'e
kadar getirilen sınır, daha sonra bir yıl daha uzatılmıştı. Ancak getirilen
sınırlama kiracı-ev sahibi arasındaki gerilimi tırmandırdı. Yaşanan hukuki
uyuşmazlıklar mahkemelerde yığılmaya yol açarken, Eylül 2023'te ev sahibi ve
kiracı arasındaki ihtilafın daha hızlı çözülmesi için devreye giren arabulucu
formülü de sorunu kökten çözmedi. 12 aylık TÜFE yüzde 60'a yakın Zam sınırı
uygulamasından önce kiralık konutlar için zam oranı, artışın yapılacağı aydan
bir önceki ayın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan tüketici
fiyat endeksi (TÜFE) 12 aylık ortalamasına göre değişim oranına bakılarak
hesaplanıyordu. 1 Temmuz itibariyle bu hesaplamaya geri dönülecek. Kira zammına
sınırlama kararı Temmuz 2022'de devreye girdiğinde yüzde 49,65 olan 12 aylık
tüketici enflasyonu, Ocak 2023'te yüzde 72,45 ile zirve yaparken TÜİK'in en son
açıkladığı Nisan ayı verisine göre yüzde 59,64 seviyesinde bulunuyor. Ekonomi
yönetimine göre enflasyonun Temmuz ayından itibaren yavaşlaması bekleniyor. Ancak
12 aylık ortalamalar yine de yüzde 25 sınırının üzerinde olacak. Peki bu
süreçte vatandaşları neler bekliyor? DW Türkçe'ye konuşan uzmanlara göre kirada
zam sınırının kalkması olumlu bir adım olsa da oluşacak olumsuzların önüne
geçmek için ek önlemler şart. "Popülist politikadan dönüş" Tüketici
Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, yüzde 25 zam
sınırlamasını popülist bir politika olarak nitelerken "Nihayet bu
politikadan dönüş yapıyorlar. Çünkü iki sene önce çıkan bu uygulama toplumun
huzuruna dinamit koydu. Adliyeler perişan vaziyette. Mal sahipleri kiracı
arasında üçüncü sayfa haberleri gırla gidiyor" diyor. Tüketici Birliği
Federasyonu olarak ev sahipliğinde iki sınıf olduğunu düşündüklerini dile
getiren Deniz, bunlardan ilkinin kendisi bir evde oturup da birikimleriyle bir
ikinci daire alıp onu kiraya veren ve gelen kira parasıyla da hayatını idame
ettirmeye çalışan genellikle emekli yurttaşlar olduğunu söylüyor. Deniz, ikinci
kesimi ise ikiden fazla, hatta onar, ellişer ve daha fazla dairesi olan rant
zenginlerinin oluşturduğunu söylüyor. Bu kesimin kira geliriyle lüks bir hayat
yaşadığını vurgulayan Deniz, bu nedenle de uygulama çıktığında bunun toplumsal
huzuru bozacağını, yüksek enflasyon ortamında üst gelir grubuna servet transferini
önlemek için üçten fazla evi olan kesimler için daha yüksek bir vergi
uygulaması gerektiğini dile getirdiklerini ancak uyarılarının dikkate
alınmadığını anlatıyor. "Servet transferine önlem şart" Mehmet Bülent
Deniz'e göre servet transferiyle ilgili bir önlem alınmış olsaydı süreç daha
sakin geçirilebilirdi. Deniz, parasal sıkılaşmanın olduğu ve fiyatlar sürekli
artarken tüketicinin kredi bulmakta zorlandığı, bankalarda yasal takip oranının
yükseldiği bir dönemde bunun üzerine kira artışı da geldiğinde kirada olanlar
için çok sıkıntılı bir sürecin başlayacağını söylüyor: "AKP ayarı maalesef
tutturamadı. Bu şekliyle alınan karar ikinci bir yanlışa sebep olacak. İki
yıldır düşük kira ile oturan kesim için çok ciddi bir şok etkisi oluşturacak.
Maalesef ciddi bir toplumsal sıkıntı olacağını öngörüyoruz." "Tahliye
davaları artacak" Mehmet Bülent Deniz, Temmuz'dan sonra tahliye
davalarında da artış bekliyor. Sürecin nasıl daha az sıkıntıyla
atlatılabileceğine ilişkin ise Deniz, "Üçten fazla konutu olanların hem alım
satımlarından alınan tapudaki vergiler hem de kira gelirlerinden alınan
vergiler üç kat, dört kat yani alabildiğine farklı uygulanırsa bu adımlar,
kiraya verenler açısından bir miktar geri adıma yol açacaktır" görüşünü
paylaşıyor. Gayrimenkul Hukuku Derneği Kurucu Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz
ise yüzde 25 kuralının getirildiği ilk yıl genel olarak uygulandığını ve kısmen
yaşanan bazı sorunlar dışında kurallara herkesin riayet ettiğini belirtiyor.
Başvuru sayısı 169 bini geçti Sınırlamanın geçici olmasının bu durumda etkili
olduğunu, ancak uygulamanın uzatılmasının ardından mal sahibi mağduriyetinin
ortaya çıktığını ifade eden Kiraz, bu durumun da çok ciddi bir toplumsal soruna
yol açtığını belirtiyor: "Mal sahipleriyle kiracılar arasında gerilim çok
arttı. Hatta kriminal dediğimiz yani sokaklara taşan, evlerin içine girilip
taciz edildiği, evlerin kapılarının kırıldığı, kiracıların ve mal sahiplerinin
birbirini yaraladığı, öldürüldükleri çok tatsız bir sürece evrildi."
Mahkemelerin ciddi şekilde kiracı ve mal sahibi sorunlarıyla boğulduğunu, buna
karşılık getirilen arabuluculuk zorunlu düzenlemesinin de iktidarın
söylediğinin aksine çok başarı getirmediğini dile getiren Kiraz, İstanbul gibi
büyük şehirlerde arabulucu başarı yüzdelerinin yüzde 20'yi bulmadığını
söylüyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un Mayıs ayında yaptığı açıklamaya göre
kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı169 bin 255'i bulurken, bu
başvurulardan 87 bin 149'u anlaşmayla sonuçlandı, anlaşmama sayısı 62 bin 783
oldu. "Yeterli sayıda konut yok" Sınırlamanın sona ermesinin ardından
Temmuz ayında Haziran ayının 12 aylık TÜFE ortalamasına göre kira zamlarının
başlayacağını hatırlatan Kiraz, konut kiralarının yüksek olmasının
etkenlerinden birinin yeterli sayıda konut olmaması olduğu, şu anki inşaat
maliyetleri nedeniyle konut üretiminin eskisi gibi devam etmeyeceği,
dolayısıyla Türkiye'de ciddi bir şekilde yaşanan konut sorununun süreceği
görüşünde. Kiraz, Hazine ve Maliye Bakanlığının boş konutlara vergiyle birlikte
arsa ve gayrimenkul gelirleriyle ilgili bir düzenleme hazırlığında olduğunu
belirterek "Değerli konut vergisi dışında birden fazla konutu olanlar için
bir ek vergi getirilmesi de söz konusu olabilir. Ancak paketin detaylarını şu
an bilmiyoruz" diye konuşuyor. "İstanbul'da ortalama fiyat 15-20 bin
TL" İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Komite Başkanı ve Tüm
Girişimci Emlak Müşavirleri (TÜGEM) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan ise Türkiye
tarihinin en büyük kiracı-ev sahibi anlaşmazlığının son iki yıl içerisinde
yaşandığını belirterek uygulama ortadan kalktığında sektörün normalleşeceği
görüşünü paylaşıyor. İstanbul'da şu anda 100 metrekare bir dairenin ortalama
15-20 bin bandında kiraya verildiği bilgisini veren Akdoğan, kira artışlarında
İstanbul'un başı çektiğini, diğer büyükşehirlerin de İstanbul'u takip ettiğini
söylüyor. Uygulamanın ikinci yıla uzatılmasının ev sahipleri için bir
haksızlığa dönüştüğünü düşünen Akdoğan, ev sahibi kiracı anlaşmazlıklarının
yüzde 90'ının yıllık kira zammından kaynaklandığına işaret ediyor. "Kiralık
ev sayısı artar" Akdoğan'a göre sınırlama ortadan kalktığında kiralık ev
sayısı da konut satışları da artacak. Yüzde 25 sabit kira artışı nedeniyle
yatırımcıların gayrimenkul alıp onu kiraya vermek istemediğini belirten
Akdoğan, ekliyor: "Yatırımcının yaptığı yatırımın karşılığında aylık ne
kadar kira alabileceği, sonraki yıllarda bu kiranın nasıl devam edeceği ile
ilgili bir öngörüsünün olması gerek. O yüzden sınırın kaldırılması henüz daha
piyasaya çıkarılmamış kiralık konutların harekete geçmesi, hatta yeni satın
alımların da artarak kiraya verilmesinde etkili olacak." İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'ne göre İstanbul'da 450 bin ila 750 bin arasında boş
konut bulunuyor. "Yatırım için ev alacaklar desteklenmeli" Hakan
Akdoğan, ikinci, üçüncü konutlara getirilecek bir vergi düzenlemesinin ise var
olan konut sorununu çözmeyeceği, bunun yerine sosyal konut sayısının
artırılması gerektiği görüşünde. Sosyal konut sayısı şu anda yeterli olmadığı
için yeni ev alımlarını sınırlayacak düzenlemelerin konut sıkıntısını daha da
artıracağını, aksine yatırım için konut alımının teşvik edilmesi, bu nedenle ev
alacaklara kiraya verme şartı getirilmesi, kiraya verilecek konutlarda indirim
gibi düzenlemelerin devre girmesi gerektiğini düşünen Akdoğan, "Alt gelir
grubu ev alamıyor, konut kredisine ulaşamıyor. O zaman demek ki bizim devlet
politikası olarak kiralık konut sayımızı uygun fiyatlı kiralık dairelerle
artırmalıyız ki orada bir rekabet oluşsun" diyor. Areda Survey araştırma
şirketinin Türkiye genelinde 1100 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği konut
araştırmaya göre ise kiracıların yüzde 86'sı son bir yılda yüzde 25 zam oranını
aşan kira zamlarıyla karşılaştığını ifade ediyor. Araştırmaya katılanların
yüzde 59,5'i sınırlamanın tekrar uzatılması gerektiğini düşünüyor. Kiracı/ev
sahibi tartışmalarında halkın yüzde 59'u kiracıların mağdur olduğunu
belirtirken yüzde 77,3'üne göre ev sahibi olmak artık hayal oldu.
Katılımcıların yüzde 92,1'i ise aidatlara resmi bir sınır getirilmesi
gerektiğini belirtiyor.
Kaynak: https://www.t24.com.tr/haber/kira-zam-siniri-temmuz-dan-sonra-ne-olacak,1165900