![](/uploads/haber/orta/haber_65677281f2f38_1701278337.jpg)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kira
bedellerindeki fahiş uygulamalara karşı harekete geçtiklerini belirtti.
Uygulanan yüzde 25 artış sınırının çözüm olmadığını söyleyen tüketici
temsilcileri ise ‘Üç konutun üzerindeki vergilendirme birkaç kat artmalı.’ dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla
yaptığı açıklamalarda konut kiralarında fahiş fiyatların önüne geçmek için
harekete geçtiklerini belirtti. Bir vatandaşın, ev sahibinin kirasını üç kat
artırdığını ve kendisini sıkıştırdığını söylediğini dile getiren Erdoğan, ev
sahibinin 2 bin 500 lira olan kira miktarını 7 bin 500 liraya çıkardığını ‘ya
verirsin ya evden çıkarsın’ dediğini aktardı.” Ev sahiplerinin insaf dışı
uygulamalarını bir kenara koyamayız diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şimdi insaf, 2 bin 500'den 7 bin 500'e evin kirasını çıkarmak. Mecburen o
ilçedeki belediye başkanımızı aradım, ricada bulundum. Dedim ki 'ya uygun bir
kiralık yer bul veyahutta bizim TOKİ'nin evleri varsa oradan kendisine bir
imkan sağla'. Bu vicdan. Her şeyi devletten beklemek herhalde olacak bir şey
değil. El ele vereceğiz, dayanışma halinde olacağız. Ben o ev sahibine, şu anda
belki dinliyor beni 'sen de vicdan var mı' diye sormak durumundayım. Bu kadar
konut yapıyoruz, çözüm geliştirmeye çalışıyoruz. Ama insaf yahu, 2 bin 500'den
7 bin 500'e. Bu ne vicdandır? Yakında piyasa gerçekleriyle uyumlu rakamlara
geleceğine inanıyorum.”
‘TOPLUMSAL BARIŞ BOZULDU’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın harekete geçtiklerini ifade etmesine rağmen kira
bedellerinde yüzde 25’lik artış sınırı dışında adım atılmadı. Aydınlık’a
konuşan tüketici temsilcileri ise uygulanan sınırlamanın çözüm olmadığını
vurguladı. Fahiş fiyatlamaların, vergilendirme yoluyla konutun yatırım aracı
olarak kullanımının azaltılarak önleneceğini söyleyen Tüketici Birliği
Federasyonu Genel Başkanı Av. Mehmet Bülent Deniz, şöyle konuştu:
“Kira bedelleri konusundaki anormallik 2021’de başlayan yüksek enflasyon nedeniyle
oluştu. Hem konutta arz-talep dengesizliği var hem de ev sahipleri yüksek
enflasyon nedeniyle kiralara yüksek zam talep etmeye başladı. İktidar buna
çözüm olarak 2022 Temmuz ayında yüzde 25’lik bir artış sınırı getirdi. Bu
yöntemle kira bedellerinin artış oranını sınırlamak, toplumsal huzuru kaçıracak
ve dava sayılarında patlamaya yol açacaktır dedik. Ancak bu uygulama 2023’ün
Temmuz ayında tekrar uzatıldı. Mahkemelerde kiracı ve ev sahibi arasındaki
davalar patlamış durumda. Her gün ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan
olayları haberlerde izliyoruz. Çözüm bu değildir. Satılık konut ve kira
bedellerindeki şişen fiyatları indirmek vergilendirme yoluyla olacaktır. Biz
çözüm önerisi olarak üçten fazla konuta sahip olanların ödeyeceği konut
vergisinin bir varlık vergisi gibi birkaç kat artırılması yönünde bir çözüm
önermiştik. Üçten fazla konuta sahip olanların kira bedelinden fazla vergi
ödeyecek olması fiyatları frenleyecekti. Ancak bu tercih edilmedi.
‘DENGELENME BAŞLADI’
“Toplumsal barışı tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız. Enflasyonun
yüzde 80 olduğu bir ülkeden kira bedelindeki artışın yüzde 25 ile
sınırlandırılması da mağduriyet yaratır. Yüksek enflasyon meselesi ortadan
kalkmadan bu problemin bitmesi mümkün görünmüyor. İnsanlar yüksek enflasyon
ortamında parasının değerini koruyacak yatırım arayışına giriyorlar. Konut arzı
da yetersiz olunca fiyatlarda çok ciddi bir artış oldu. Şimdi faizler artınca
konut kredisi kullanmak da hayli pahalı hale geldi. Bir dengelenme olduğunu biz
de görüyoruz.”
‘KOŞULSUZ TAHLİYE
HAKKI ERTELENMELİ’
Yüzde 25’lik artış sınırı olsa da
vatandaşın eli kolu bağlı olduğuna açıklık getiren Tüketici Konfederasyonu
Başkanı Aydın Ağaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kira bedellerindeki artışa yüzde 25’lik bir sınır getirildi. Ancak beş yılın
doldurulduğu vakit ev sahibinin dava açması ile kira artışı sağlanıyor. 10 yıl
dolduğu vakit ise ev sahibi koşulsuz tahliye hakkına sahip oluyor. Bu şartlarda
kiracı vatandaşın eli kolu bağlanıyor. Yaşadığımız bu fahiş fiyatlama sürecinde
koşulsuz tahliye hakkının en azından iki yıllığında ötelenmesi bir rahatlama
yaratacaktır. Yüzde 25’lik kira artışı sınırlamasına rağmen kiracılar üzerinde
ev sahiplerinin tacizi sürüyor. Bu huzur ve sükunu bozmaya girer. Türk Ceza
Kanunu’nun 123. maddesine göre huzur ve sükunu bozma suçtur ve yaptırıma
tabiidir.”