İşgalci terör rejiminin
Gazze’de işlediği soykırıma karşı ‘vicdan sahibi’ insanların düzenlediği
küresel eylem ve organizasyonlar devam ediyor. Terör rejimine açıktan destek
veren şirket ve ürünlere yönelik başlatılan boykot kampanyalarına karşın ise
özellikle ekranlarda ve billboardlarda bu ‘kanlı ürün’lere hâlâ yer verilmesi
sert tepkiye neden oluyor. Kamuoyu bu şirket ve ürünlere kapsamlı bir ‘reklam
boykotu’nun da uygulanması çağrısında bulunuyor.
İşgalci terör rejiminin 7
Ekim’den bu yana Gazze’de düzenlediği barbarca saldırılar ve işlediği soykırım
tüm dünyanın gözleri önünde devam ediyor.
Binlercesi kadın ve çocuk olmak
üzere şimdiye kadar 20 bine yakın Filistinlinin katledildiği soykırımda
Gazze adeta bir mezarlığa dönüştü.
ÜLKELER SESSİZ, HALKLAR AYAKTA!
Katliamlara karşı çıkan bazı
devletlerin ‘cılız tepkileri’ dışında başta batı ülkeleri olmak üzere ABD bu
vahşete açıktan destek verdi.
İslam ülkelerinin de ortak bir
tepki ve görüntü üretemediği bu süreçte Müslüman halklar ve ‘vicdan sahibi’
dünya milletleri ise barbarca katliamlara karşı meydanlara indi.
İslam ülkelerindeki ve dünyanın
çeşitli bölgelerinden birçok Sivil Toplum Kuruluşu ve İnisiyatif tarafından
düzenlenen küresel eylem ve organizasyonlar ile yapılan vahşet gündemde
tutulurken bir yandan da işgalci çeteye ‘zarar vermeye’ yönelik boykot kampanyaları
düzenleniyor.
‘KANLI ÜRÜNLERE’ KÜRESEL BOYKOT
Siyonist terör rejimine her türlü
desteği vermekten geri durmayan birçok uluslararası marka ve ürüne karşı
‘vicdanlı halklar’ tarafından başlatılan boykot kampanyaları işgalci rejimi
tedirgin edici boyutlara ulaştı. Dünya çapına yayılan ve ‘küresel’ bir hal alan
boykot sürecine bazı ülkelerde kamu kurum ve kuruluşları da destek veriyor.
BOYKOT İŞE YARIYOR
Gazze'de insanlık suçu işleyen
terör rejimine açıktan destek verdiğini açıklayan bu firmalara karşı başlatılan
boykotun ‘etkisi’ de kendini gösteriyor. İşgalci katillere en büyük desteği
veren firmalardan olan Starbucks'ın hisseleri bu süreçte büyük değer
kaybederken, bu kaybın şimdiye kadar yaklaşık 11 milyar dolara tekabül ettiği
ve bazı ülkelerdeki Starbucks şubelerinin ise kapanmanın eşiğinde olduğu
belirtiliyor.
BOYKOT GENİŞLEMELİ VE ‘KANLI ÜRÜNLERE’ SANSÜR UYGULANMALI
İşgalci terör rejimini dize
getirmenin ‘küresel boykotun’ etkilerinin artırılmasıyla mümkün olduğunu
belirten kamuoyu ise bu boykot sürecinin daha da genişletilerek sürdürülmesi
gerektiği çağrısında bulunuyor.
Terör rejiminin destekçisi
durumundaki marka ve ürünlere boykotun bir ‘kültür’ haline gelmesi gerektiğini
belirten sivil toplum yetkilileri ve vatandaşlar bu sürecin ‘reklam boykotu’
ile pekiştirilmesinin önemli olduğunun altını çiziyor.
‘Kanlı marka ve ürünlere’ karşı
bir sansür uygulanması çağrısında bulunan kamuoyu, bu konuda en önemli görevin
başta belediyeler ve TV kanalları olmak üzere tüm reklam sektörünün üzerine
düştüğünü ifade ediyor.
“BU ÜRÜNLERİ ‘ALMAK DA SATMAK DA YAYINLAMAK DA’ GAZZE’YE DÜŞEN
BİR BOMBADIR!”
Boykotun sadece ürün almamaktan
ibaret olmaması gerektiğine söylenirken, boykotun daha etkili ve sürekli bir
hâl alması için; marketlerin bu ürünleri raflarından tamamen kaldırması,
belediyelere ait başta billboard gibi tüm reklam alanları, televizyon ekranları,
dijital ortamlarda yayın yapan yayıncılar ve bunun gibi tüm ilgili yerlerde
‘kanlı ürün ve markaların’ hiçbir şekilde reklamlarının yayınlanmaması
gerektiğine dikkat çekiliyor.
Başta sosyal medya olmak üzere
farklı mecralarda ‘kanlı ürünlerin’ reklamlarının yapılmasına tepki gösteren
vatandaşlarda bu reklamları ekranlarda ve yollarda görmek istemediklerini dile
getirerek, bu ürünleri almak kadar, satmanın ve reklamlarını yapmanın da
‘Gazze’ye adeta atılan birer bomba’ gibi olduğunu belirtiyor.
Konuya ilişkin gazetemize konuşan
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu ve Tüketici
Birliği Federasyonu (TBF) Başkanı Mehmet Bülent Deniz de önemli
değerlendirmelerde bulundu.
“EKONOMİK BOYKOT ÖNEMLİ BİR ROLE SAHİPTİR”
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı
ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu yaptığı açıklamada, vicdanı sönmemiş hiçbir
insan bu vahşete sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayarak, “İşgal rejimi
dünyanın gözleri önünden soykırım yapmaktadır. Mescid-i Aksa’nın hürmeti ve
vatanları için hürriyet mücadelesi veren Filistinli kardeşlerimize sahip çıkmak
hem insanî hem de İslamî bir vecibedir” dedi.
Emiroğlu, “Mescid-i Aksa ve
Filistin’in hürriyetine kavuşması için kimin elinden ne geliyorsa onu mutlaka
yapmalıdır. Müslüman kardeşlerimize her türlü zulmü revan gören Siyonist işgal
rejimi ve destekçileri ile mücadelede ekonomik boykot önemli bir role sahiptir.
Son dönemde boykotun ne kadar etkili olduğu görüldü. Hem ülkemizde hem de
dünyanın diğer coğrafyalarında devam eden ekonomik boykot netice vermeye
başladı. Elbette bu, önemli bir tavırdır ve sürdürülmelidir.” ifadelerini
kullandı.
“BOYKOT ÜRÜNLERİNİN REKLAMLARINI YAPMAK TAM BİR AYMAZLIKTIR”
Boykot ürünlerinin reklamlarının
yapılmasına ilişkinde konuşan Emiroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Müslüman milletimiz bu konuda
gerekli hassasiyeti gösterirken bazı medya organları ile kimi yerel
yönetimlerin boykot ürünlerinin reklamlarını yapması tam bir aymazlıktır.
Kamuoyuna karşı sorumlulukları olan medya kuruluşları ve belediyeler
milletimizin bu duruşunu dikkate almak durumundadır. Hiçbir gerekçe boykotlu
ürünlerin reklamını yapmayı meşru gösteremez. Kuşkusuz zulme destek vermek,
yapılan katliama ortak olmak anlamına gelir. Boykot, işgale ve katliamlara
karşı sergilenen bir duruştur. Masum insanları katledenlerin mallarını boykot
etmek ne kadar önemli ise boykot ürünlerinin reklamını yapmamak da en az o
kadar önemlidir. İşgal sona erse bile boykot devam etmelidir.”
“YERLİ ÜRÜNLERE POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI”
HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu,
küresel piyasaya hâkim olanların elde ettikleri ekonomik güçle yayılmacı
politikalarını güçlendirdiklerine dikkati çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu, aslında modern
sömürgeciliktir. Sömürü düzenlerine karşı koymada en etkili unsurlardan biri de
yerli sermaye ve yerli üretimi artırmaktır.
Boykotun hedefine ulaşabilmesi
için temel tüketim ürünleri başta olmak üzere tarım, sanayi ve teknoloji gibi
stratejik öneme sahip sektörlerde yerli üretime ağırlık verilmelidir. Bu amaçla
yerli firmaların tanıtımı öncelenmelidir. Hem merkezi hem yerel yönetimler hem
de medya kuruluşları yerli firmalara pozitif ayrımcılık yapmalı, kamu kurum ve
kuruluşları mümkün mertebe ihtiyaçlarını yerli firmalardan temin etmelidir.
Dışa bağımlılığın minimize edilmesi ancak yerli üretimin artmasıyla mümkündür.
“TÜKETİCİNİN DUYARLILIĞINI GÖZETMEYEN FİRMALAR KAYBEDECEK”
Tüketici Birliği Federasyonu
(TBF) Başkanı Mehmet Bülent Deniz de konuyla ilgili gazetemize yaptığı
değerlendirmede, tüketicinin duyarlılığını gözetmeyen firmaların kaybedeceğini
belirtti.
Deniz, “Gazze’deki soykırıma
karşı çıkan dünya halkları, ortak vicdanı harekete geçirdi ve soykırımı yapan
ve destekleyen ülkelerin mallarını satın almayarak, çok güçlü bir katılımla
tüketici boykotu yapmaya başladı.
‘Cephane Bizden Değil’ başlıklı
bu boykotun başarıya ulaşmaması için boykot edilen markalar birbiri ardına
indirim yapıyorlar. Ancak yine de tüketiciler tepkilerini kararlı bir şekilde
sürdürüyorlar. Yine bu firmalar yoğun şekilde reklam için kesenin ağzını açmış
durumdalar.
Elbette medyanın finansmanı için
reklam geliri elde etmeleri gerekiyor. Ancak insanların soykırım destekçisi
olarak gördükleri firmaların reklamlarının yayınlanmasının, tüketici tercihi
konusunda etkisi olmadığının, aksine gelir için bu firmaların reklamlarına yer
veren medya organlarının da izleyicilerinin azalacağı unutulmamalıdır” dedi.
“BOYKOT FİRMALARININ REKLAMLARI RAHATSIZLIK OLUŞTURUYOR”
Medya kuruluşları ve reklam
sektörü temsilcilerine seslenen Deniz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Medya kuruluşlarının ‘boykot
firmaları’ yerine daha uygun fiyatla tüketicinin boykotunda olmayan ve
özellikle yerli markaların reklamları ile toplumun sempatisini kazanmayı
hedeflemelidirler.
Yine kamu kurumlarına ait medyalarda bu firmaların reklamlarının yer alması ayrı bir rahatsızlık oluşturmaktadır. Sosyal sorumluluk gereği yerel ve merkezi kuruluşların dergi, TV ve benzeri şekilde yaptıkları ve kâr amacı gütmeyen mecralarda boykot kapsamındaki markalar kesinlikle yer almamalıdır.''
Doğru Haber 15.12.2023
https://dogruhaber.com.tr/haber/986715-belediyelere-ve-tv-kanallarina-cagri-kanli-urunlere-reklam-boykotu/