-
HABER 100 bin TL limitli kredi kartına 750 liralık vergi! Kimisi 'beka meselesi' dedi kimisi limiti beğenmedi
13 Ekim
-
HABER Seçimden sonraki 5 ayda Türkiye’de ortalama kira yüzde 18.33 artış gösterdi: Bakanın kira ‘düş’leri
13 Aralık
-
HABER Cumhuriyet gündeme getirmişti: Şubede 10 bin lira sınırına son veriliyor
06 Ekim
-
HABER TBF, Türkiye 3. Bilişim Şurası’nda...
30 Mart
80'ler ve 90'larda Türkiye'nin
kaynaklarını tüketen enflasyondan, 2000'li yılların başından itibaren
kurtulmaya başlamıştık. Her güne yeni fiyatla uyanmayı kanıksamış olmaktan
kurtulmuştuk ki dünyayı zaman zaman sarsan ekonomik krizler; önce Covid-19
pandemisi, ardından Ukrayna-Rusya savaşının etkisi, dengeleri yeniden sarstı.
Milyarlarca insan, son 3-4 yıldır tarihinde görmediği kadar yüksek enflasyonla
baş etmeye çalışıyor. Dünyanın hep birlikte yaşadığı yıkımlara ek olarak
ülkemizde son yıllarımızda seller, yıkıcı depremler yaşadık. Hele 6 Şubat
depremi… 11 ilimiz yerle bir oldu. Son raporlar 114 milyar dolara varan bir
maddi kayba işaret ediyor. Bu kaybın yerine konulması maliyetini de
hesapladığımızda, bir ülkenin kolay kolay tek başına üstesinden gelemeyeceği
bir büyüklük çıkıyor karşımıza. Ülkemizde enflasyonu zaman zaman 3 hanelere
yaklaştıran büyük yıkımlar bunlar. 2023 genel seçimlerinde görev alan yeni
hükûmetin ekonomi kadrosu, klasik yönteme geçişle birlikte enflasyonu düşürme
yolunda çok önemli mesafe katetti. ‘Enflasyon psikolojisi’ ya
da psikolojik enflasyon olarak adlandırabileceğimiz “beklentiye göre
fiyat artırma” alışkanlığı henüz kırılmasa da en azından yüksek
enflasyon beklentileri azalmaya başladı.
"Her sabah uyandığımızda
yeni fiyat" furyasında tek müdahale kiralara gelmişti; hatırlayın... Kiralara ama
tüm kiralara da değil. Konut kiralarına sadece. Konut kira artışları yüzde
25'le sınırlandırılırken, iş yeri kira artışlarına dokunulmamıştı. Çünkü konut,
barınma hakkı sebebiyle de hassas bir nokta. Bu müdahalenin yanı sıra günlük
kiralamalara da ‘sınır’ getirilince kiralanan konut sayısı
artı, artışlar hız kesti. Ara bulucu sistemiyle de ev sahibi-kiracı davaları ve
kavgaları azaldı, piyasada denge oluşmaya başladı. Yapılan belirlemeler, bir
zamanların çıldıran otomobil karaborsasının da, kiralarda da yüzde 20’ye varan
düşüşler olduğun gösteriyor.
Bugünlerde ise konumuz, bütün
ülkeyi ilgilendiren asgari ücretin 2024’te ne olacağı… Tespit komisyonu geçen
hafta ilk toplantısını yaptı. İkinci toplantı ise bugün. Beklentilere dair
rakamlar dillendirilmeye başlandı. Her zaman olduğu gibi gerçek rakamlar da
var, uçuk rakamlar da. Bu rakam furyası içinde geçtiğimiz günlerde İstanbul
Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, büyük tepki göreceğini bile
bile "Asgari ücret artışını hedef enflasyona göre yapalım" teklifini
getirdi. İşçi sendikaları ayağa kalktı ve "Sayın Başkan ürettiği
mallara hedef enflasyona göre zam yapmayı taahhüt edecek mi?" diye
sordu. Başkan Avdagiç bütün şimşekleri üzerine çekip absorbe ettikten sonra
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) dile getirdi aynı teklifi...
Evet… Burası çok önemli bir
nokta aslında: Hedef enflasyon...
Deyim yerindeyse iğneden ipliğe her gün zam gelecek, devlet vergileri ve
harçları, yeniden değerleme oranı olan yüzde 58 oranında (Cumhurbaşkanının
yüzde 50'ye kadar artırma ve azaltma yetkisi bulunuyor) artıracak, birçok
sektör ürettiği ürün ve hizmetlere gerçekleşen enflasyonun üzerine katlamalı
zam yapacak, marketler üretim bölgesinde yerde çürüyen ürünleri tezgâhta 5
katına satacak ama fedakârlığı sabit gelirli yapacak. Yok, hiç gerçekçi
değil...
Eğer fedakârlık yapacaksak, hep
birlikte mümkün bu... Başta devlet, gazdan elektriğe, köprü ve otoyollara
kadar; fiyatını belirlediği her üründe fiyat artışlarını "hedeflenen" enflasyona
göre yapacak.
Ardından bir tarih belirleyecek (mesela yılbaşı) ve o tarihten sonra
hedeflenen enflasyon oranından fazla zam yapılmasına izin verilmeyecek...
Hiçbir ürün ve hizmette hem de. Uçakta, otobüste, limonda, yağda, maydanozda,
beyaz eşyada, telefonda... Aklınıza ne geliyorsa, bütün ürünlerde.
Ne dersiniz? Mümkün mü? Serbest piyasa ekonomisine mi aykırı yoksa?
Yani… Ya her şeyde hedef
enflasyon, ya da ücrette de gerçekleşen enflasyon artı refah payı. Süslü bir
cümle var ya hani; acı ilacı hep birlikte içmek… O da hep
birlikte olursa sonuç verir sadece.
Tüketici gücünü gösterdi
Gazze'de yaşanan soykırıma karşı başlatılan 'Cephane Bizden Değil' hareketini, ilk günden itibaren Tüketici Birliği Federasyonu sahiplendi. Birlik Başkanı Mehmet Bülent Deniz, İsrail’e destek veren markalara boykot çağrısı yaptı. Ne yalan söyleyeyim; boykotların büyük bir harekete dönüşmeden fayda getirmeyeceğini, boykotu gerektiren durum ortadan kalktığında söz konusu markaya yarar dahi getireceğine inananlardanım. Fakat İsrail’in Filistin’e uyguladığı ‘soykırım’ bütün dünyayı ayağa kaldırınca, başta sessiz kalanlar bile ‘silkelenmeye’ başladı, olmaz denilen oldu ve boykotlar etkisini göstermeye başladı. Puma markası, İsrail millî takımı ile sponsorluk ilişkisini sona erdirdi. Bu kararı da Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz şöyle değerlendirdi: Tüketicinin tüketimden gelen gücü karşısında hiçbir firma direnemez... Yeter ki doğru mecralar kullanılsın, boykot edilecek ürünün milliyeti doğru seçilsin, tüketicinin o ürünün yerine ikame edeceği başka bir ürün olsun, yerli üretime zararı dokunmasın...
Haber; 18.12.2023, Türkiye Gazetesi, Canan Eraslan
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/canan-eraslan/fedakarlik-dersek--641143