
Milyonlar kredi kartı ve bireysel
borçlarla boğuşurken, BDDK’nın yapılandırma kararı umut verdi ancak yeterli
bulunmadı. Uzmanlar, faizlerin düşürülmesini ve kapsamın genişletilmesini
istiyor. Yıl sonuna kadar önlem alınmazsa 40 milyon kadar kişinin mağdur
olacağı belirtiliyor
Yüksek enflasyon,
artan yaşam maliyetleri ve temel ihtiyaçlara yetmeyen gelir, milyonlarca
vatandaşı kredi kartı ve bireysel kredi borçlarına
mahkûm etti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu BDDK, bireysel
kredi kartları ve ihtiyaç kredilerine ilişkin yeni bir yapılandırma kararı
açıkladı. Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu ve Tüketici Birliği
Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuya ilişkin Aydınlık’a
değerlendirmelerde bulundu.
Kurumun duyurusuna göre, dönem
borcunu kısmen ya da tamamen ödeyemeyen kredi kartı kullanıcıları ile faiz veya
anapara ödemelerinde gecikme yaşayan bireysel kredi borçluları, mevcut
borçlarını 48 aya kadar vadelendirerek yeniden yapılandırabilecek. Yapılandırma
hakkından yararlanmak isteyen bireysel müşterilerin ise yalnızca üç ay içinde
başvuruda bulunmaları gerekiyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası,
yapılandırmalarda uygulanacak azami faiz oranını yüzde 3,11 olarak belirlerken,
borcun yarısı ödenmeden kredi kartı limitlerinin artırılmayacağı da açıklandı.
BDDK’nın önceki düzenlemesine göre kapsam genişletilirken, artık gecikmesi
olmayan veya daha önce yapılandırılmış borçlar da yeniden yapılandırılabilecek.
‘KONUT KREDİSİ DE KAPSAMA ALINMALI’
“Yüksek enflasyonun yarattığı baskı
nedeniyle milyonlarca dar gelirli vatandaş, tüketici kredilerine ve kredi
kartlarına yönelmek zorunda kaldı.” diyen Aydın Ağaoğlu yeni düzenlemedeki
eksikleri de vurgulayarak şöyle devam etti:
“Adeta borcunu borçla ödeyerek
yaşam sürdürülüyor. Yeni düzenlemeyle birlikte alınan kararla, tüketici kredileri ile banka ve kredi kartı borcu
olanlar yapılandırma kapsamına alındı. Oysa 2009 yılında çıkarılan geçici bir
kanun maddesiyle yalnızca kredi kartı borçları yapılandırma kapsamına
alınmıştı. Şimdi ise ihtiyaç kredilerinin de bu kapsama dahil edilmesini olumlu
bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Önemli bir eksiklik var: Konut kredisi
kullanan ve borcunu ödemekte zorlanan vatandaşlar kapsam dışında bırakıldı. Bu
kişilerin sahip oldukları evler, icra yoluyla ellerinden alınmak istenirken,
konut kredisi borçlarının yapılandırma dışında tutulması ciddi bir sorun teşkil
ediyor.
‘FAİZ DÜŞÜRÜLMELİ’
“Öte yandan, yapılandırmalarda
azami faiz oranının yüzde 3,11 olarak belirlenmesi yıllık bazda yüzde 40’ı aşan
bir faiz yükü anlamına geliyor. Bu oran oldukça yüksek. Kurul kararının yeniden
gözden geçirilmeli. BDDK’nın aldığı bu kararın finans kuruluşları açısından
bağlayıcı olduğuna dair net bir ifade bulunmuyor. Bankalar alacaklarını,
Bankacılık Kanunu ve Banka Kartları ile Kredi Kartları Kanunu kapsamında
belirlenen hükümlere göre tahsil etmektedir. Bu nedenle, yasal bir düzenleme
getirilmeli.”
‘YASAL TAKİBE DÜŞEN BORÇ MİKTARI
196 MİLYAR’
Rakamlara göre durumun ciddi
olduğunu belirten Mehmet Bülent Deniz de şu ifadeleri kullandı:
“BDDK geçen yıl da benzer bir
yapılandırma adımı atmıştı. Ancak o düzenleme yeterli gelmediği için bu yıl
ikinci bir revizyon yapıldı. Kredi kartları ve bireysel tüketici kredileri
açısından tablo son derece vahim. Tüketici Birliği Federasyonu olarak bu tabloyu
sık sık kamuoyuyla paylaşıyoruz. Örneğin yalnızca Mayıs
2025 verilerine göre, 4 milyon 96 bin kişi banka borçları nedeniyle icraya
verilmiş durumda. Şu anda yasal takibe düşen toplam borç miktarı ise 196 milyar
lira seviyesinde. Bu rakamlar geri çevrilebilir, yönetilebilir düzeyde değil.
Üstelik bu veriler sadece borcunu 90 gün boyunca hiç ödemeyip yasal takibe
maruz kalmış kişilerle ilgili. Saha gözlemlerimize göre; henüz takibe düşmemiş
ama borcunu günü kurtararak erteleyen ya da ödeyemeyen bireylerin sayısı bu rakamın
3-4 katı kadar. Bunlarla birlikte borç yükü, 196 milyar liranın çok çok
üzerinde.
‘NÜFUSUN YARISI MAĞDUR OLACAK’
“İnsanlar bugün faturalarını ve
günlük harcamalarını kredi kartıyla karşılıyor. Asgari tutarı ödeyerek günü
kurtarmaya çalışıyorlar. Ancak kredi kartı limitleri dolduğunda ya da asgari
ödemeyi bile yapamaz duruma geldiklerinde, bu kez bireysel tüketici kredilerine
yöneliyorlar. İçinde bulunduğumuz yaşam koşulları, bu borçların zamanında ve
düzenli biçimde ödenmesini imkânsız kılıyor. Tüketiciler artık eşlerinin,
çocuklarının adına kredi kartı ya da bireysel kredi çıkararak borcu çevirmeye
çalışıyor. Fakat tablo çok ciddi.
“Yeni alınan karar, elbette bazı yönleriyle
iyileştirme sağlıyor. Daha önceki gibi yalnızca yasal takibe düşenleri değil,
asgarisini ödeyebilen tüketicileri ve bireysel kredi kullanıcılarını da kapsama
alması önemli bir adım. Ancak bu da sorunu tam anlamıyla çözmüyor. Çünkü
yapılandırma kapsamında aylık yüzde 3,11 oranında faiz uygulanacak. Bu faiz
oranını tüketicilerin karşılayabilmesi neredeyse imkânsız. Önlem alınmazsa yıl
sonuna kadar yaklaşık 8-10 milyon kişinin banka borçları nedeniyle yasal takibe
düşmesini bekliyoruz. Bu da aile bireyleriyle birlikte 40 milyon kişiyi etkiler
ki bu rakam, Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı anlamına geliyor.
‘MECLİS’TEN YASA ÇIKMALI’
“Tüketici açısından artık denizin
bittiği, kara parçalarının göründüğü noktadayız. Merkez Bankası’nın henüz bir
faiz indirimine gitmemesi nedeniyle bankalar hâlâ bireysel krediler ve kredi
kartlarına çok yüksek faiz uyguluyor. 2004 ve 2008 yıllarında olduğu gibi
bankalara borcu olan tüketiciler için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden özel
bir yasa çıkarılmalı. Örneğin yıllık yüzde 20-30 faizle, 60 ay vadeye yayılan
bir borç ödeme imkânı sağlanmalı. Bu tür bir yapılandırma yasası çıkarsa,
bankalar da bugüne kadar tahsil edemedikleri alacaklarını geri almaya başlar,
sistem bir nebze rahatlar.
‘ORTAK BİR ZEMİNDE UZLAŞMA ŞART’
“Eğer faiz oranı yüzde 1,5 seviyelerine çekilmiş
olsaydı, sorun çok daha makul bir şekilde çözülebilirdi. İcraya verildiğinizde
yalnızca borcunuzla değil, tüm finansal sistemle bağınız kopuyor. Bankada hesap
açamıyorsunuz, resmi olarak herhangi bir yerden ödeme ya da yardım
alamıyorsunuz; çünkü haciz işlemi başlatılıyor. 40 milyon kişinin mağdur
olacağı bir tabloyla karşı karşıyayız. Altı ay içerisinde bu sorunun çözülmesi
şart. Bankaların da bu konuda istekli olduğunu düşünüyoruz çünkü onlar için de
geri dönmeyen krediler ciddi bir zarar riski yaratıyor. Bu nedenle ortak bir
zeminde uzlaşma sağlanmalı.”
‘EKMEĞİ BİLE KARTLA ALIYORLAR’
Deniz durumu şöyle özetledi: “Tüketici borçlarını
öderken ekonomik hayattan kopuyor. Pazarda hatta fırından ekmek alınırken bile
kartla ödeme yapanları görüyoruz. Çünkü maaşlar yetmiyor, tüketicinin cebinde
nakit kalmıyor. Maaşlar hesaba yatar yatmaz doğrudan kredi kartı borcuna
gidiyor. Borç her ay biraz daha büyüyor. BDDK’nın son kararı, belki belli bir
kesim açısından fayda sağlayabilir ama yaklaşık 35 milyon kredi kartı
kullanıcısı için anlamlı bir çözüm üretmiyor.”
2025’TE YASAL TAKİBE DÜŞEN SAYISI
162 BİN 617
Türkiye Bankalar Birliği (TBB)
verilerine göre, sadece 2025 yılının Mayıs ayında kredi kartı borcu nedeniyle
yasal takibe düşen kişi sayısı 162 bin 617 oldu. Aynı dönemde bireysel kredi
borcu nedeniyle takibe alınanların sayısı ise 171 bin 123 olarak kaydedildi. Bu
rakamlar, son iki yılda yaşanan ekonomik daralmanın çarpıcı bir göstergesi
olarak değerlendirildi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu (BDDK) ise daha da dikkat çeken bir tablo ortaya koymuştu: Takipteki
kredi kartı borcu 94,9 milyon liraya çıktı. Bu tutar, 2023 yılında yalnızca 9,5
milyon lira seviyesindeydi. Yani borçlar 10 kat arttı.
İCRA DOSYASI 23 MİLYON
Adalet Bakanlığı verilerine göre,
2025’in ilk 3,5 ayında icra-iflas dosyaları 23 milyon 147 bin civarındaydı ve
yıl sonunda bu sayının 26 milyona ulaşması bekleniyor.
Her gün ortalama 8 bin 500 yeni icra dosyası
açılıyor.