-
HABER Tüketici Birliği Federasyonu - ''CEPHANE BİZDEN DEĞİL'' için Tarım Kredi'ye uyarı! Tüketici Postası
04 Mart
-
HABER Ek MTV’de son dakika...
25 Ağustos
-
HABER Vatandaş operatör fiyatlarına tepki koyunca açıklama geldi! İnsan Hakları Bildirgesi'ni hatırlattı
24 Eylül
-
HABER Vatandaşı önce aç bıraktılar şimdi de susuz
21 Kasım
09.01.2023
"Yerli malı
yurdun malı, herkes onu kullanmalı" şiarıyla büyüyen nesiller, yabancı
ürünlerin daha kaliteli olduğunu düşünüyor
Tüketicinin Nabzı
Çalışma Grubu'nun anketine göre "yabancı mal daha kalitelidir"
algısı, 30 yıl öncesine göre zayıflasa da yerli ürünlerin tercih edilmesini
güçleştiren etkenler arasında ilk sırada yer alıyor
erli malı kullanımının önemine ilk defa Mustafa Kemal
Atatürk, 1923'te İzmir İktisat Kongresi'ndeki konuşmasıyla dikkati çekti.
Yerli malı kullanmak gerektiği konusunda dönemin
yöneticilerinin gösterdiği hassasiyet, 1946 yılında "Yerli Malı
Haftası"na dönüştü.
Bunda II. Dünya Savaşı'nın da etkisi oldu. Çünkü II. Dünya
Savaşı, Türkiye'de ağır bir şekilde hissedilmiş, birçok ürünün dışarıdan
getirilememesi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşanmıştı.
Bu da yerli ürün kullanımının önemini bir kez daha
göstermişti. 1946'da alınan karar ile her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında
kutlanan "Yerli Malı Haftası", yıllar boyunca Türkiye'de özellikle
tüm okullarda kutlandı.
"Yerli malı yurdun malı, herkes onu
kullanmalı" diye başlayan şiirler okundu, öğrencilerin
evlerinden getirdikleri yiyecekler sınıflarda hep birlikte tüketildi.
Haftanın basit bir amacı vardı. O da yerli malını
kullanmanın önemini nesillere aktarabilmekti.
Böylece yerli üretim arttıkça cari açık da azalacak ve
Türkiye ekonomisi de gelişecekti.
Ancak üretilen yerli malların kalitesine dair eleştiriler de
her dönem oldu.
Türkiye'de üretilen kimi arabalara, beyaz eşyalara dair
geçmişte yaşanan bazı olumsuzluklar, "kapısı elinde
kalıyor" türü iddiaların dillendirilmesine ve buna dair olumsuz bir
algının oluşmasını beraberinde getirdi.
Piyasada ürün çeşitliliği arttı
1980'lerde Turgut Özal yönetimiyle birlikte Türkiye, ekonomik
olarak dışarı açılmaya başladı. Sonuç olarak yabancı ürünler iç piyasada
da daha fazla görüldü. Bu eğilim yıllar içinde daha da arttı.
"Yerli Malı Haftası", okullarda eskisi kadar
olmasa da halen keyifle kutlanıyor.
Peki Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yaşamındaki değişim
insanların yerli malına karşı olan algısını nasıl etkiledi?
Gıda, tekstil, mobilyada yerli, elektronik, kozmetik ürünlerde
yabancı tercih
Tüketici Birliği Federasyonu bünyesindeki Tüketicinin Nabzı
Çalışma Grubu üyeleri Merve Kazancı, Muhammed Furkan Üce ve Atılım Kabadayı,
bir anket çalışması yaptı.
Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 86,8 oranı ile gıda
ürünlerinde yerli üretimi tercih ettiklerini belirtti. Katılımcılar
gıda, tekstil ve mobilya ürünlerinde yerli üretim tercih edilirken,
elektrik-elektronik, endüstriyel malzeme ve kozmetik ürünlerinde
ise yabancı üretime öncelik verdiklerini kaydetti.
Yerli ürün tercihinde ülke
ekonomisine katkı ilk sırada
Katılımcılara "neden yerli-yabancı ürün tercih
ederim" sorusu yöneltildi.
Ankete katılanlardan yüzde 74,70'i yerli ürünü, ülke
ekonomisine olumlu yönde katkı sağladığını düşündüğü için tercih ettiğini ifade
etti.
Yüzde 33,10'u da üretici veya satıcıya kolaylıkla
erişebileceğini düşündüğü için yerli aldıklarını vurguladı. Yüzde 5,4 oranında
yerli ürünün kalitesi konusunda kuşku duyulması da düşündüren sonuçlardan biri.
Kalitesinden dolayı yabancı ürün tercih ediliyor
Araştırmada tüketicinin yabancı ürün tercihinde yüzde
64,90 oranı ile kalite unsuru etkili.
Yerli ürün tercihinde kalite unsuru söz konusu
olunca oran yüzde 10,10 civarında kaldı.
Bu konuda anket çalışmasına şu ifadeler yer aldı:
Tüketicinin yabancı ürüne olan kalite algısının yerli
ürüne olan kalite algısından daha yüksek olduğunu doğrulamaktadır. Kalite
unsuru sonrası yüzde 26 ile güvenli olduğu unsuru belirtilmektedir. Bu
sonuç, tüketicinin kalite algısını yitirmesini, yerli üretime olan güven
kaybına işaret etmekte, tüketicinin yerli ürüne değil, yabancı ürüne
güvendiğini göstermektedir."
Araştırmaya göre yerli ile yabancı ürün kalitesi aynı olduğu
durumda ise fiyat öne çıkıyor.
Aynı kaliteli üründe tüketicilerin yüzde 54,70'i fiyatının
daha ucuz olması nedeniyle yerli ürünü alıyor.
Katılımcıların yüzde 18,20'si daha ucuz ise yabancı
ürünü tercih ettiğini belirtti.
"Halen 'yabancı mal, Türk malından kalitelidir' algısı
var"
Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz'e
göre yerli ürün konusunda bir ulusal bilinç var. Ancak yerli
üreticinin, tüketiciyi daha çok kucaklaması gerekiyor.
Yapılan ankette bir rapordan bahsedildiğini dile getiren
avukat Bülent Deniz, "Beyaz eşyada çok güzel üretim yaptığımız halde halen
1970'lerdeki 'Türk malı buzdolabı kötüdür' algısı bitirilememiş. Bu
üreticinin, tüketiciye kendisini iyi anlatamadığını gösteriyor" dedi.
"Halen 'yabancı mal, Türk malından
kalitelidir' algısı var" diyen Deniz, "Bu algı 20-30 yıl
öncesine göre azalmış olsa bile halen devam ediyor. Oysa Avrupa Birliği'ne
(AB) beyaz eşya ihraç ediyoruz ama biz kendimize gelince yabancı beyaz
eşyayı tercih ediyoruz. Burada bir algı sorunu olduğunu düşünüyoruz"
ifadelerini kullandı.
"Yerli üreticiler, tüketiciyi
cezbedecek fiyat vermeli"
Tüketici için birinci tercihin bütçe olduğunu kaydeden
Deniz, "Yerli üreticinin fiyat anlamında rekabetçi bir tutum izlenmesi
lazım. Tüketiciyi cezbedecek bir fiyat politikası izlenerek, gerekirse
kazançlarının bir kısmından feragat ederek daha uygun fiyata ürün sunması
lazım" diye konuştu.
Yerli ürünlere dair en önemli sorunun yerli üreticilerin
müşteriyi yeterince sahiplenmemesi olduğunu aktaran Deniz, şöyle devam
etti:
Tüketici satış sonrası hizmetlerde 'yerli firma beni
sahiplenmez, ayıplı çıkarsa geri almaz, garanti süresi içinde sorun çıkarsa
yeterli hizmet alamam' gibi endişelere sahip. Bu endişelerin bir kısmı
yersiz olsa da böyle bir algı var. Bu araştırma aslında yerli üreticiye nelere
dikkat etmeleri konusunda fikir de veriyor."
"Türk mallarının dünya ligin yer
alması, yerli tüketiciyi motive edecektir"
"Satış İknası" kitabının yazarı, satış
eğitmeni Erdem Karagöz ise Türkiye’de öncelikle yerli malının ne olduğu
konusunda bilincin tam oturmadığı görüşünde.
Türkiye'de "Yerli Malı Haftası"nda
kızına "arkadaşların neler getirdi" diye sorduğunda
"hamburger ve pizza getirdiler" cevabı aldığını aktaran Karagöz,
"Algı gerçeğin kendisi oldu" yorumu yaptı.
Yerli malı bilincinin artması için marka ve katma değer
konusunda uzun bir yolculuğa ihtiyacı olduğunu vurgulayan Karagöz, şunları
söyledi:
Ayvalık zeytinyağı ile karşıdaki Midilli zeytinyağı ile
arasında amazon.com üzerindeki 3-4 katı fiyat farkı coğrafi işaret, marka
yatırımı ve algıdır. Yerli mallarının dünya liglerinde oynaması yerli
tüketiciyi satın almada motive edecektir. Öncelikle 5-6 yerli üründe global
raflarda ve zihinlerde yer almak güven gelişimi sağlayacaktır."
"Satış sonrası iş modelleri Türk ürünlerinde
sistemleştirilmeli"
Türkiye'de tüketicilerin yabancı markaların iade durumlarında
yerli markalara göre daha çok kolaylık tanıdığı konusundaki görüşlerine
katıldığını belirten Karagöz, "Yabancı mallarda üretim maliyeti içinde
müşteri memnuniyeti kavramı var. Bir gömlek satın alıyor ama 3 gömlek
parası ödüyorsunuz. İade söz konusu olduğunda gözlerinizin içine gülerek
sorgusuz bir şekilde mağazadan yeni gömlek alabiliyorsunuz. Müşteri hatası
kavramı ile karşılaşmıyorsunuz. Yabancı mallarında başarılı satış sonrası iş
modelleri Türk malı ürünlerinde sistemleştirilmelidir. Satılanın ürün olmadığı
sürdürülebilirlik olduğu üreticilere öğretilmelidir" değerlendirmesinde
bulundu.
"Türk insanı yabancı ürünleri
satın almada daha istekli"
"Türk insanı bilinçaltı pazarlaması ile farkında olmadan
yabancı ürünleri satın almada çok daha istekli" diyen Erdem Karagöz,
"Türk ürünlerini seviyoruz, gelişmesini istiyoruz ama zihnimiz bizi
yabancı ürünlere götürüyor. Ürün rafa girmeden son kullanıcının zihnini
ele geçirmek ve aidiyet yaratmak üründen çok daha önemlidir. Ürün o markette
yoksa alıcı başka ürün almadan marketi terk edinceye kadar algı yönetimine
yatırım devam etmelidir" diyerek sözlerini bitirdi.
Ali Kemal Erdem